07.04.2017

EVLENMEMEK VE GEÇ EVLENMENİN SEBEP VE SONUÇLARI

Kâinatı ve ilk insan Hz. Âdem’i yaratan Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de: ‘’Size, onlarla huzur ve sükûnete ermeniz için, kendi cinsinizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet halketmesi (var etmesi), O’nun kudretinin alametlerindendir. Bunda düşünen bir toplum için işaretler vardır.’’ buyurmuştur. (Rum:21). Evli çiftler arasındaki sevgi, merhamet ve bağlılık, Yüce Allah’ın kudretinin bir eseridir. Dinimiz İslam, evliliğin ve ailenin korunması için nikâhı emretmiş, nikâhsız birlikteliği çirkin hatta haram görerek evliliği teşvik etmiştir. Bu amaçla zina yasak edilmiş ve aynı şekilde de iffetin lekelenmesine sebep olan iftira da suç sayılmıştır.

Kâinatın ‘’İlk Aile Yuvası’’ Cennet’te kurulmuş, ilk evlilik de İlk Peygamber ve Yaratılan İlk Kadın arasında gerçekleştirilmiştir. Bu ‘’İlk Aile’’nin, çocuk sayılarının kırk oluşu da ayrıca önemlidir. Dünyanın, ilk kurulan en eski müessesesi ‘’Aile Müessesesi’’dir. Evlenmeyi teşvik eden Cenab-ı Allah şöyle buyurur: ’’Sizden bekâr olanları, elinizin altındakilerden uygun olanlarla evlendiriniz. Eğer onlar fakir iseler, Allah, onları lutfu ile zenginleştirecektir. Allah, rahmeti geniş olandır ve her şeyi bilendir.’’(Nur:32)

Nikâha yani Müslüman toplumun benimseyeceği ve takibini yapabileceği bir evlenme akdine dayanmayan birliktelikler, adına ne denirse densin, gerçek anlamda saygın bir kurum kimliğini taşıyamaz. Aksine çirkin görülen bir zina ve bir ğayri ahlakilik olarak değerlendirilir. Nikâh akdi ise; kurallı, saygın, ahlaki bir evlilik akdi olma özelliğinin yanında ayrıca bir de ibadet olma özelliği de vardır. Böyle bir nikah: 1)Aralarında evlenmeye mani bir engel bulunmayan erkek ile kadın arasında olacak. 2)Taraflar bu evliliğe razı olacak. 3)Evlilik akdinde devamlılık esas olacak.(Mesela, biraz tecrübe ediniriz, geçici bir evlilik yaparız olmazsa boşanırız gibi türden bir evlilik olmaz.)  4)Evlilikle birlikte evli çiftler arasında hak ve sorumluluklar başlayacak, yani evlilik hukuki olacak. 5)Erkek ile kadın arasındaki icap ve kabul ile birlikte toplum bu evliliğe şahit olacak.

Evlenmekle ilgili olarak Peygamberimiz(SAV):’’Evlenmek benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimle amel etmezse, benim yolumda olmamış olur. Evleniniz, zira ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim.’’ buyurmuşlardır. (İbni Mace, Nikâh,1). Yine bir hadislerinde: ’’Dört şey Peygamberlerin sünnetindendir. Bunlar; Hayâ, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmektir.’’ buyurmuşlardır. (Tirmizi, Nikah,1)

Evlenmeme ve geç evlenmenin muhtemel sebepleri:

1-Devamlı veya geçici bir özrün bulunması.(Hastalık, Tutukluluk, Askerlik vb.)

2-Herhangi bir tedavinin devam ediyor olması.

3-Evlilik için maddi imkân bulunamaması.

4-Küfüv denilen denginin bulunamaması veya evlendiğinde eşine zulmetmek korkusu.

5-Dinimize ve insanlara hizmet etmek düşüncesiyle.

6-Evlendiği takdirde ailesini geçindirecek düzenli bir gelirinin olmaması.

7-Genç kızın, çalışarak anne ve babasına bakıyor olup, kazancını paylaşmak istememesi.

8-Evliliğin sorumluluklarını yerine getiremeyeceği korkusu.

9-Evlenince geçimsizlik olur, boşanma olur, kavga vb. olur korkusu.

10-Gelir getiren bir işim olsun, görevde yükseleyim, uzmanlaşayım, işimi büyüteyim düşüncesi.

 

Aile, toplumun devamını sağlayan, bireylerin kimlik ve kişiliklerinin oluşmasında, topluma faydalı birer üye olmalarında alternatifi olmayan bir kurumdur. Son yıllarda, iç göçler, sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği sebeplerle aile kurumu küçülmüş, boşanma oranları yükselmiş, evlilik dışı birliktelikler çoğalmış, kültürel ve ahlaki değerler hiçe sayılarak suç oranları artmış, uyuşturucu kullanımı, toplumsal şiddet ve aile içi şiddet çoğalmıştır. Çocuklarını kreşlere, yaşlılarını huzur evlerine, gençlerini de fabrikalara gönderen bir toplumda, aile kurumu da, diğer kurumlar da sorunludur. Ekonomik kazanımların yanında, ailenin sevgi, sadakat ve paylaşım gibi temeller üzerine inşa edilmesi gerekmektedir.   

İslam’da, vakti gelince evlenmek, bekâr kalmamak bir kuraldır. Yukarıda geçen Nur:2.Ayeti bunu anlatmıştır. Çeşitli sebeplerle evlenemeyenlere zengin Müslümanların yardım etmesi gerekir. Çünkü evlenemeyen veya evlenmeyen veya evlenmeyi geciktiren erkek ve kadının namuslu, erdemli, güvenilir bir hayat sürmeleri fıtraten(yaratılış icabı) çok zordur. Bu konuda toplumun korunması gerekir ki bu da onların evlenmelerini sağlamaktır. Allah’ın Rasülü Hz. Muhammed ve Onun ashabı evlenmişlerdir. Ehli Sünnet Vel Cemaat de, bu sünneti devam ettirmişlerdir. Bu anlamda yukarıda on madde olarak zikredilen, evlenmeme ve geç evlenmenin muhtemel sebepleri de dahil olmak üzere, İslam’a hizmet etmek düşüncesi de evlenmemeye sebep gibi görünse de, bunların hiçbirisi de evlenmeye engel değildir. Evlenmemek için sebep olamazlar. Neden mi? Çünkü Rabbimiz Allah’tır. Hepimizin rızkı O’ndandır. Mesela, erkek hasta diyelim, ona benzer bir hasta kızın varlığını, erkek fakir diyelim, ona benzer bir kızın varlığını veya özürlü diyelim, ona benzer birinin var olduğunu düşünerek topyekûn gençliğimize, ibadet telakkisiyle sahip çıkmalıyız. Onları evlendirmeliyiz.

Evlenmemek ve geç evlenmenin muhtemel sonuçları:

1-Evlenmeyenler, İslam’ın evlilikle ilgili prensibine yani Yüce Allah’ın, Nur:2.Ayetindeki emir niteliğindeki tavsiyesine uymamış olurlar.

2-Peygamberimiz (SAV)in önemli bir sünnetini ihmal etmiş olurlar. Zira bir hadislerinde: ’’Üç şey vardır ki geciktirilmez; Vakti gelince namaz, Hazır olduğunda cenaze, Dengi bulunduğunda bekarı evlendirmek’’ buyurmuşlardır.(Tirmizi,Salat,13).Yine, Semüre b.Cündüb’den:’’Allah’ın Rasülü ‘Tebettül’ (evlenmemek) ten nehiy buyurdu.’’(İbni Mace,5,1849)

3-Musibet ve engellere maruz kalabilirler. Peygamberimiz (SAV)bir hadislerinde: ’’Denkleri çıktığında kızlarınızı evlendirin. Musibet ve engellerin gelmesini beklemeyin’’(C.Sağir,1:325)

4-İffetlerini, namuslarını koruyamayabilirler. Mearic:29,Müminun:5,Ahzab:35,Nur:30,31 gibi ayetlerde ‘’Müminlerin vasıfları olarak namuslarını, göz ve ırzlarını haramdan korudukları…’’ anlatılmıştır. İffet; insandaki şehvet duygusunun meşru, istikamet dairesinde kullanılmasıdır.

5-Büyük haram olan zinaya, fuhşiyyata düşülüp, Ahirette hüsrana uğrayabilirler. Cenabı Allah: ‘’Zinaya yaklaşmayın, şüphesiz o, pek çirkin bir iş ve pek kötü bir yoldur.’’ buyurur. (İsra:32)

6-Dinimiz için önemli bir görev olan ‘’Dinin Muhafazasını, Neslin Muhafazası’’nı ihmal etmiş olabilirler. Zira, İslam bir kural olarak; dinin, aklın, nefsin, neslin ve malın muhafazasını emretmiştir.

7-Bir sadaka-i cariyenin kapısını /sevap defterinin kapağını kapatmış olabilirler. Peygamberimiz(sa): ‘’Müslüman ölünce amellerinin sevabı kesilir,ancak üç kişinin müstesna; İnsanlara faydalı bir eser bırakan,insanlara faydalı bir ilim bırakan,kendisine hayır dua eden iyi bir evladı olan.’’ (Müslim,Vasiyet,14)

8-Bazı günahlarının kefaretini ödeyemeyebilirler. Peygamberimiz (sav):’’Günahların öyleleri vardır ki,ne namaz, ne oruç ne de hacc onlara kefaret olur.Bu günahları ancak geçim yolundaki çekilen sıkıntılar affettirir.’’ buyurmuştur.(C.Sağir,2:256)

9-Yaşlılıklarında, hastalıklarında, ihtiyaç duyduklarında himaye olunamayabilirler.

10-Bulundukları ortamda fitne ve fesada sebebiyet verebilirler. Peygamberimiz(SAV): ‘’Dindarlığını ve ahlakını beğendiğiniz birisi evlenmek isterse onları evlendirin. Şayet bunu yapmazsanız yeryüzünde fitne ve fesat çıkar.’’ buyurmuştur. (Tirmizi,Nikah,3)

11-Fakirlik ve yoksulluğa düşebilirler. Peygamberimiz (SAV):’’Allah Teâla üç grup insana muhakkak yardım eder; Borcunu ödemek için azmeden köleye/borçluya, iffetini/namusunu korumak için evlenen kimseye, Allah yolunda cihad edene.’’buyurmuştur. (Nesai,Nikah,5) Yine Peygamberimiz :’’Evlenerek rızkı arayınız’’ buyurmuştur.(C.Sağir,2:157)

Dünya ve Ahiret mutluluğu getiren evliliklerin olması dileğiyle. 

 

                                                                                       Kamil KIRKIZ

                                                                                    Kula İlçe Müftüsü