ÜÇ AYLAR
Aziz kardeşlerim,
Rabbimizin bize lütfettiği özel zaman dilimlerinden biri olan Üç aylar yeniden kapımıza geldi. Receb, Şaban ve Ramazan… Her birinde ayrı bir bereket, ayrı bir mağfiret, ayrı bir rahmet pınarı var. Bugün bu vaazımızda, bu mübarek zamanların ne anlama geldiğini, kalbimize ne katacağını ve nasıl değerlendirmemiz gerektiğini birlikte konuşacağız.
Nice insanlar bu özel zamanları fark etmeden tüketiyor; gaflet kalbi karartıyor, günah yükü insanı ağırlaştırıyor, aile ve toplum ilişkileri yıpranıyor. Oysa Allah’ın rahmeti, kuluna koşarak geldiği zamanlar da vardır. Kalbi arındırmak, hataları telafi etmek, ailede ve toplumda sevgiyi çoğaltmak için ilahî bir ikramdır.
Kuranı Kerimde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Ey iman edenler! Allah'tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın; Allah'tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır. (Haşr, 59/18)
Peygamberimiz (s.a.s.) üç aylar hakkında şöyle buyurmuşlardır:
رَجَبُ شَهْرُ اللَّهِ، وَشَعْبَانُ شَهرِي، وَرَمَضَانُ شَهرُ اُمَّتِي""
"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." “Şaban ayı kulların yaptıkları işlerin Allah’a sunulduğu aydır."
Kıymetli Kardeşlerim
Rabbimize binlerce kez hamdolsun ki bir rahmet mevsimine adım adım yaklaşıyoruz. 21 Aralık Pazar günü bu rahmet mevsimine girmiş olacağız. Üç ay boyunca ilahi bir bahşiş ilahi bir ganimetle karşı karşıya kalacağız. Allah kullarına böyle ikramlarda bulunuyor. Peki neden böyle bir ikramda bulunuyor. Çünkü hayat içerisinde ibadetlere olan heyecanımız azalabiliyor nefsimize uyabiliyoruz. Bizi bizden daha iyi bilen rabbimiz Üç ayları vesile kılarak bizlere sonsuz lütfundan ihsanda bulunuyor.
Hepimiz biliriz ki hayat hızlı akıyor; ömür daralıyor; insan bir bakıyor ki bir yıl daha geçmiş, hatalar birikmiş, nice ihmal edilmesi gereken şeyler kalmış. Gözyaşının gerektiği yerlerde kalp sertleşmiş; bir tebessümle düzelecek haller küskünlüğe dönüşmüş; helallik gerektiren ilişkiler ihmal edilmiş. Gaflet kalbe çöktüğünde insan hem kendine hem etrafına zarar verir.
Hepimiz biliriz ki hayat hızlı akıyor; ömür daralıyor; insan bir bakıyor ki bir yıl daha geçmiş, hatalar birikmiş, nice ihmal edilmesi gereken şeyler kalmış. Gözyaşının gerektiği yerlerde kalp sertleşmiş; bir tebessümle düzelecek haller küskünlüğe dönüşmüş; helallik gerektiren ilişkiler ihmal edilmiş. Gaflet kalbe çöktüğünde insan hem kendine hem etrafına zarar verir.
İşte Yüce Allah, kullarının bu halini bildiği için bize rahmet kapıları açıyor. Receb, Şaban ve Ramazan işte bu kapılardır. Bizi önce durmaya, sonra düşünmeye, sonra da toparlanmaya davet eden manevî bir yolculuktur.
Zünnun-i Mısri üç aylar hakkında şöyle demiştir:
“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan hasat ayıdır.”
Recep Ayı'nın Önemi
İslam dininde öyle zamanlar vardır ki değeri diğerlerinden kat be kat fazladır. Müslümanlar, üç aylar olarak anılan rahmeti, bereketi ve mağfireti bol manevi bir mevsime girişin habercisi olan Recep ayına büyük önem vermiştir. Recep ayı girdiği zaman Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) "Allah’ım, Recep ve Şaban’ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına kavuştur" diye dua etmiştir. Recep Ayı, gerek İslamiyetten önce de İslam'dan sonra da mukaddes olarak kabul edilen bir aydır. Receb kelimesi sözlükte, korkmak saygı duymak gibi anlamları ihtiva eden "recb" kökünden gelir. Üç ayların ilk ayı olan Recep ayı da içerisinde iki kandil (Regaip ve Miraç) barındıran biricik aydır. Recep’in ilk cuma gecesi yani Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece Regaib kandili olarak idrak edilir. Recep ayında idrak edilen diğer bir gece de Recep ayının 27. gecesi kutlanan Miraç gecesidir. Reğaib kandili, Yüce Allah'ın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibâdetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir. Bu gece, üç aylık mübarek ahiret pazarının ilk sergisidir. Bir arınma ve aklanma, nurlanıp paklanma fırsatıdır.
Miraç gecesi Hicretten bir buçuk yıl kadar önce vuku bulmuştur.
سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ اٰيَاتِنَاۜ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْبَص۪ي
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Allah Resûlü (sas), Miraç’tan ümmetine üç büyük hediyeyle dönmüştür. (Müslim, Îmân, 279.)
Bu hediyelerin birincisi Peygamberimizin “Gözümün nuru” (Nesâî, Işratü’n-nisâ’, 1.) dediği beş vakit namazdır.
Mirac’ın bir diğer hediyesi “Âmenerresûlü” olarak bildiğimiz ve her gün yatsı namazından sonra okuduğumuz Bakara Sûresi’nin son iki âyetidir.
Mirac’ın son hediyesi ise ümmet-i Muhammed’den Allah’a ortak koşmayanların günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete girecekleri müjdesidir.
Bu sebeple, Receb, kendisine hürmet edilen, saygı duyulan ve savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan biridir. Üç ayların ilki olması hasebiyle Recep ayı dini ve sosyal kültürümüzde çok önemli bir noktadadır. "Şuhur-i Selase" olarak bilinen Üç ayların ilki Recep ayıdır.
Haram aylardan biri olan Recep, kan dökmenin dahi yasak olduğu bir manevi arınma ve temizlenme zamanıdır. Bu ay içinde yapılan ibadetler her zaman olduğu gibi bağışlanmamız için bir vesiledir.
Haram ayların farklı bir önem ve saygınlığa sahip olduğu, bu aylarda işlenen iyilik ve kötülüklere başka zamanlarda işlenenlerden daha fazla mükâfat ve ceza verileceği yönünde genel kabul vardır.
Şaban Ayının Önemi
Sözlükte “dağılmak, gruplara ayrılmak” anlamındaki şa‘b kökünden türeyen şa‘bân kamerî yılın recebden sonra, ramazandan önce gelen sekizinci ayının adıdır ve dinî gelenekte önemli bir yeri olan üç ayların ikincisidir.
Üç ayların ikincisi olan Şaban ayı ve onun 15. gecesindeki Berat Kandili de Mü’minlerce kutsal sayılmış, bu gecenin, diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi adet halini almıştır.
Bu gece hakkında Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.
إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَنْزِلُ لَيْلَةَ النِّصْفِ مِنْ شَعْبَانَ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا فَيَغْفِرُ لِأَكْثَرَ مِنْ عَدَدِ شَعَرِ غَنَمِ كَلْبٍ
“Allah Teâlâ, Şaban’ın 15. gecesi, -rahmetiyle- dünya semasında tecelli eder ve Kelb Kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.”
Hadisin Açıklaması:
1. Bu hadis nısf-ı Şaban gecesinin faziletini beyan etmektedir. Nısf, "yarı" demek olduğuna göre, nısf-u Şa'ban, Şa'ban ayının ortasındaki günün gecesi demek olur. Bu gece Şaban'ın on beşinci gecesidir. Bu geceye, Bereat Gecesi de denir.
2. Hadis metin olarak: "...Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünden daha çok sayıda insana mağfiret eder..." şeklinde anlaşılmaya elverişlidir. Hatta Rezin'in ibaresi de bu manayı teyid eder. Ancak alimler o miktarda Ashabın bulunmayışını gözönüne alarak tercümede kaydettiğimiz üzere "Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder." şeklinde anlamayı tercih etmişlerdir. Kelb kabilesinin koyunlarının zikri, "Onlar, koyun beslemede diğer kabilelerden ileri oldukları içindir" denmiştir. Böylece Allah'ın rahmet ve mağfiretinin çokluğu daha iyi ifade edilmiş olmaktadır.
Basta Hz. Âişe (ra) Validemiz olmak üzere sahabilerin beyanına göre Peygamberimiz (asm) bazan Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi. Zaten diğer günler, bilhassa pazartesi ve perşembe günleri de oruçlu bulunan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam maddî ve manevî pekçok hikmetinden dolayı oruç ibadetini sıkça yapardı. Bu hususta Hz. Âişe (ra)'nin şöyle bir rivayeti vardır:
"Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam bazı aylarda çok oruç tutardı. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resulullahın Aleyhissalâtü Vesselam Ramazan'dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban'daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim"
Ramazan Ayının Önemi
Ramazan ayı; Tutacağımız oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuşacağı, vereceğimiz zekatlar ve sadakalarla malımızın temizliğe ulaşacağı, şeytanların kullara yaklaşamaması ve nefsimizin açlıkla terbiye olmasıyla huzura erdiğimiz, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir aydır. Ramazan ayı; İbadet hayatımızda oruçlarımızla, beş vakit namaz ve teravih namazlarımızla, okuyacağımız Kur’an ile manevi yönde birçok güzellikler elde edeceğimiz bir ay.
Rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazana “Kur’an ayı” da denilmektedir. Çünkü Allah’ın insanlığa son mesaj olarak gönderdiği Kur’an-ı Kerim Hz Peygambere bu ayda inmeye başlamıştır. Konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmektedir:
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ
فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ
وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).
Kadir Gecesinin Önemi
Sözlükte kadir (kadr) kelimesi “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. Dini literatürde ise, “Leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’an-ı Kerim’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sure bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur.[1] Bu gece kendisinin önemine binaen hakkında bir süre indirilen bir gecedir. Bu gece için Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır.
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ {} وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ {} لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ {} تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ {} سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ
Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”
Kadir gecesinin zamanı ile ilgili hadislerde Efendimiz şöyle buyurmaktadır. "Kadir gecesini ramazan'ın son on günündeki tek gecelerde arayın!" "Kadir gecesini ramazanın son on günü içinde arayınız!"[4], "Kadir gecesi ile ilgili rüyalarınızın, ramazanın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O halde Kadir gecesini arayan onu ramazanın son yedi gecesinde arasın!" Konu ile ilgili rivayetler arasında; Kadir gecesinin, Ramazanın son on gününde, sayıları tek olan gecelerin içinde ve bu tek sayılı gecelerden de 27. gecede olduğu rivayeti tercih edilmiş ve asırlardan beri müminlerce kutlana gelmiştir.
SONUÇ
Üç aylar; kalbin temizlendiği, tövbenin kabul edildiği, Kur’an ile yeniden dirildiğimiz rahmet mevsimidir. Receb’de uyanır, Şaban’da hazırlanır, Ramazan’da rahmetle buluşuruz. Bu günleri ibadet, sadaka, helalleşme, aile huzuru ve kardeşlikle değerlendirelim; bir küçük adım bile Allah katında büyük ecirdir.
DUAMIZ
Yâ Rabbi!
Receb’i bize bereketli kıl.
Şaban’ı bize bereketli kıl.
Bizi Ramazan’a ulaştır.
Kalplerimizi imanla, evlerimizi huzurla, amellerimizi ihlâsla doldur.
Ailelerimizi koru, çocuklarımıza hidayet nasip eyle.
Hastalarımıza şifa, borçlulara kolaylık, dertlilere ferahlık ver.
Kalbi kırık olanları sevindir, küsleri barıştır, gönüllerimizi birleştir.
RIDVAN YILMAZ
İL VAİZİ